Farkında Yaşamak

Thich Nhat Hanh’dan farkındalığı anlatan bir öykü okuyalım:

 Bir arkadaşımla, ne zaman bir projeyi düşünsek, o projeye kendini öyle bir kaptırırdı ki, ne yaptığını kelimenin tam anlamıyla unuturdu. O günde geleceği konuşuyorduk ve bir mandalinayı paylaşıyorduk. Ağzına bir dilim mandalina attı. Daha onu çiğnemeye başlamadan önce ağzına atılmaya hazır bir dilimi daha vardı elinde. Mandalina yediğinin farkında değildi pek. “Ağzına attığın mandalina dilimini yemelisin” demem yetmişti. Ne yaptığının farkına vararak şaşırdı.

 Sanki hiç mandalina yemiyormuş gibiydi. Eğer bir şeyi yiyorduysa, gelecek planlarını “yiyordu”. Mandalinanın dilimleri vardır. Eğer bir dilimini yiyebilirseniz, büyük ihtimalle bütününü de yiyebilirsiniz. Ama tek bir dilimini bile yiyemezseniz, mandalinayı da yiyememiş olursunuz. O da ne demek istediğimi anladı. Elini yavaşça indirip, halen ağzında olan o tek dilimin varlığına odaklandı. Bir başka dilime uzanıp almadan önce onu anlayışla çiğnedi.

 Bulaşıkları yıkarken daha sonra çiğneyeceğimiz çayı düşünürüz ve oturup çay içmek için bulaşıkları bir an önce ortadan kaldırmaya çalışırız. Ancak bu, bulaşıkları yıkarken yaşamıyoruz anlamına gelir. Bulaşıkları yıkarken, bulaşık yıkamak yaşamımızdaki en önemli şey olmalıdır. Tıpkı çay içerken, çay içmenin yaşamımızdaki en önemli şey olması gerektiği gibi. Eğer tuvaleti kullanıyorsanız, bırakın o da yaşamınızdaki en önemli şey olsun. Hiçbir şeye bir başka şeyden daha dikkatli davranılmamalıdır.

 Bulaşık yıkamak, masaların tozunu almak ve silmek, mutfağın zeminini ovmak ve raflardaki kitapları düzenlemek gibi ev işleri… Yapılan işler her ne ise, yavaşça ve kolaylıkla ve farkındalık içinde yapılmalıdır. Hiçbir işi baştan savma yapmamalıdır. Her işi dikkatin bütünü verilerek ve rahatlatıcı bir şekilde yapmak hedef olmalıdır. Zevk alınmalı ve yapılan işle bütünleşilmelidir. Farkındalık içinde yapılırsa, herhangi bir işin başa dert olduğu duygusu kısa sürede yok olacaktır.

Eskişehir Web Tasarım