“Güvenilecek insan kalmadı mı?”
Biri tarafından hayal kırıklığına uğratıldığımızda herhalde hepimizin aklından bu soru geçmiştir. Birisi tarafından kandırıldığında hayal kırıklığına uğramaz tabii bir tepkidir. Fakat etrafındaki insanlarla olumsuz deneyimlere sahip birçok insan sadece hayal kırıklığına uğramaz, aynı zamanda yoğun biçimde güvensiz olur, diğerlerine karşı düşmanca bir tutum da geliştirirler. Hatta bazıları hayat küsme bozukluğu geliştirir. Güvensizlikleri; onları olumsuz deneyimlerden koruyacak olan için bir tür koruma kalkanıdır- yani şu düşünce vardır: Kişi birşey beklemediğinde veya daha çok en olumsuza odaklandığında, hayal kırıklığına da uğratılamaz.”
Bu olabilir, fakat bu tutumla kişi diğer insanlarla olumlu ve memnun edici deneyimler edinmesini de engeller. Güvenebilmek hem kişisel hem de mesleki alanda önemli bir temeldir. Bu nedenle güvenmenin ne olduğunu ve olumsuz deneyimlere rağmen diğerlerine karşı olumlu tutumumuzu neden korumamız gerektiğini inceleyelim.
Güvenin birbirine bağlı iki türü vardır:
Kendimize güvendiğimizde, üzerimize gelen problemlerle baş edebileceğimiz becerimize güveniriz. Ne gelirse gelsin, yaşamamımızı sürdürebileceğimize dair öz güvene sahibiz. Bu güven ilesakin biçimde yaşam içinde ilerleriz."Ne olursa olsun, üstesinden gelirim” inancında sahipsem, diğerlerine güvenmekten de kaygı duymam. Böyle olduğunda diğer insanlara da iyi niyet atfeder ve daha güvenli yaklaşabilirim.
Fakat diğerlerine karşı (psişik olarak) denk olmadığıma, (psişik olarak) diğerlerinden daha zayıf olduğuma inanırsam, diğerlerinden kaygı duyarım ve güvensizliğe eğilirim.
ÇOCUKLAR GÜVENSİZLİĞİ NASIL ÖĞRENİR?
Her insan yaşamında diğer insanlara yönelik belirli bir temel tutum edinmiştir. Bu temel tutumu çocukluğumuzdaki deneyimler üzerinden geliştiririz. Çocuklar çevrelerine ilişkin mutlak bir güvene sahiptir, ta ki hayal kırıklığına uğrayabileceklerini öğrenene kadar.
Böylesi durumlar örneğin şunlar olabilir:
Böylesi durumlarda çocuklar kendi becerilerine, diğer insanlara veya yaşama yönelik düşük güven geliştirmeyiöğrenirler.
GÜVEN DOLU YAŞAMAK- NASIL?
Diğerlerine güvenen kişiye, karşı tarafın da güvendiğive tam tersini gösteren birçok kanıt vardır: Diğerlerine güvenmeyen kişiler daha sık hayal kırıklığına uğrar ya da güvensizliğinde haklı olduğuna dair kendisini onaylarlar.
Size birisi soğuk ve tutuk biçimde yaklaştığında nasıl davranırsınız? O kişiye ışık saçan biçimde yaklaşır mısınız?
- Hayır. Birçoğumuz aynı şekilde reddedici ve çekingen tepki verir.
Beklentilerimiz - bunun farkında olmasak da- davranışlarımızı etkiler ve diğer insanlar da buna uygun biçimde tepki verir. Kendi stilimiz karşımızdaki insanda beklentilerimize uygun davranış biçimlerini ortaya çıkarır. Yani beklediğimiz şeyi gerçekleşir. Psikolojide bu olguya “kendisini gerçekleştiren kehanet” denir.
Bir şeyi başaramayacağına inanıyorsan, o şey senin için ulaşılamaz olur. Herşeyin mümkün olduğuna inan, ta ki bunun tam tersini deneyimleyene kadar.
Ben bu nedenle, bazı hayal kırıklıklarına rağmen, insanlara her zaman yeniden bir güven öndeliği vermeye karar verdim, hem kendim hem de diğerleri için. İnsanlara hemen olumsuz düşüncelerle yaklaşmadığımda ve o insana bu şansı verdiğimde, kendimi daha iyi hissediyorum ve diğer insanlara yakın olmak için daha fazla fırsatım oluyor. İçsel olarak hemen engellediğimde, hayal kırıklığına uğrama konusunda daha güvende olamama rağmen, güzel deneyimler edinmeye ve o insanla güven dolu bir ilişki inşa etme olanağını elimden almış oluyorum. Bunun yanısıra dünyada sevgiye değer ve güvenilir insanların olduğu düşüncesiyle daha iyi ve memnun yaşanılıyor.
Diğerleri beni kullandığı, dalga geçtiği, reddettiği, aldattığı vb. için hayal kırıklığına uğrarsam, bunla şu biçimde baş ediyorum: İmkanım varsa hayal kırıklığımı ve isteklerimi onunla paylaşıyorum. Buna rağmen aynı şekilde davranmaya devam ediyorsa ondan uzaklaşıyorum ve içsel olarak kendime şunu söylüyorum: “Diğerinin böyle davranması üzücü. Onu değiştiremem, fakat onunla ilişkimi sürdürüp sürdürmeyeceğime karar verebilirim. O, benim yüzümden değil, farklı biçimde öğrenmediği için böyle davranıyor.”
DİĞERLERİNE GÜVENMEK HER ZAMAN HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA RİSKİNİ İÇERİR.
Güvenimiz kötüye kullanılabilir. Fakat ruhsal ve bedensel iyi oluşumuz ve ilişkilerimiz için iyi bir geven temeli önemlidir. Güven olmadığında çok fazla ruhsal acı çekeriz. Sadece yarın sabah tekrar uyanacağımıza dair güvendiğimiz zaman sakin ve endişelenmeden uykuya dalabiliriz. Eğer tekrar uyanacağımıza güven duymasaydık, gecelerimizi endişeli ve uyanık biçimde geçirirdik ve bir süre uyuyakalıp, tekrar uyanamamayacağımızdan kaygılanırdık.
Diğerlerine güvenmediğimizde de böyledir. Yani bu durumda kullanılmamak, aldatılmamak veya mağdur edilmemek için sürekli diken üstünde olmalı ve kontrol etmeye ilişkin sürekli bir dürtü hissetmemiz gerekirdi.